Güney Kore'de Cumhuriyetimizin 100. yılı Kutlaması
- fırat neziroğlu
- 15 Nis
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 1 May

Kore’de “Yolcu” Olmak
Merhaba, ben Fırat Neziroğlu.
Yolumuzu Seul’e düşürdü hayat. Evet, taa Güney Kore’ye. Cumhuriyetimizin 100. yılında, Asya Pasifik Yayın Birliği’nin düzenlediği ABU TV Şarkı Festivali’nde Türkiye’yi temsil ettik. Ama nasıl bir temsil! Neşet Ertaş’ın “Yolcu” türküsüyle yola çıktık. Yolun sonunda elimizde bavul değil; gönlümüzde türkü, sırtımızda Anadolu vardı.
29 Ekim günü Seul’deki KBS Hall sahnesine çıkarken içimden geçen tek şey şuydu: “Şu göğsü kabaran coğrafyayı, o yedi iklim dört bucaktan gelen motifleri nasıl anlatırım bu sahnede?”
İşte o yüzden, kostümleri tasarlarken düğmeyi baştan doğru iliklemek istedim. Urfa Dedesi’nin cübbesinden Aydın Efesi’nin ceketine, Maraş’ın bol şalvarından mintan gömleğimize kadar… Hepsini bir araya getirip zamanın içinden yürütmek istedim. Ne geçmişten koptuk, ne bugüne yabancı kaldık.
Pantolonlar mesela...
Önü şalvar gibi rahat, arkası şimdiki gibi düz. Bir tarafı yayla, bir tarafı metropol. Çünkü Anadolu böyle bir yer; geçmişiyle yürür, geleceğe varır.
Umut Sülünoğlu ve Uğur Önür dostlarım “Yolcu”yu söylediler, ben de onların üstüne Anadolu’yu giydirdim.
Düşünsene… Neşet Ertaş’ın “Yolcu”su…O türkü ki, bir gidenin ardından söylenmiş, bir kalan yüreğin sızısı olmuş.O türkü ki, “Yolcu yolunda gerek,” diyen büyüklerin duasını taşır içinde.O sahnede, hem sesimiz, hem sözümüz, hem de giysimizle yürüdük o yolda.
Koreli izleyiciler merakla baktı. “Bu kıyafetler nereden?” dediler.
“Anadolu’dan” dedik.
ve ekledik:
“Bu sadece bir kostüm değil, bir yoldan geçerken üzerimize sinmiş hikâyeler.”
Kahverengi takımda Maraş şalvarı vardı.
Ama şöyle çağdaş bir yorumla…
Yani hem eski hem yeni.
Tam bir “yeniden dokuma” hali.
Ben zaten hep şuna inanırım:
“Kökü mazide olan âti olur.”
Geçmişin ipini bugünün tezgâhına atmazsan, gelecek boş dokunur.
Performansın ardından gelen mesajları okuyunca bir kez daha anladım:
Anadolu, dünyanın neresine gidersen git, bir kez duyuldu mu sesi, dönüp bakar insanlar.
Çünkü o sesin içinde sadece nota yok, hasret var, kavuşma var, dua var, dilek var.
İşte böyle.
Biz 100. yılımızda bir türküyle yola çıktık,
Bir sahnede durduk,
Birkaç dakika sürdü belki,
Ama yüreğimizdeki yankısı hâlâ sürüyor.
Yol uzun,
Yolcu çok,
Ama biz biliyoruz ki:
“Yolunu bilen yorulmaz.”
Anadolu ezgileriyle Kore’de yankılanan müzik şöleni
29 Ekim 2023 gecesi, Cumhuriyetimizin 100. yılı coşkusunu dünyanın öte yakasında, Güney Kore’nin başkenti Seul’de yapılan 12. ABU TV Şarkı Festivali sahnesinde yaşadık. en.wikipedia.orgabu.org.my. Asya-Pasifik Yayın Birliği’nin (ABU) düzenlediği bu yıllık gala etkinliği, farklı ülkelerin halk ezgilerini rekabetsiz bir şenlikte sergilediği bir müzik bayramı niteliğindedir. 29 Ekim akşamı, Seul’deki KBS Hall’da düzenlenen final konserinde, Türkiye olarak biz de Anadolu’nun sesini duyurduk. TRT Müzik’in ev sahibi olduğu proje kapsamında ülkemizi Umut Sülünoğlu ve Uğur Önür ikilisi, Neşet Ertaş ve Tahsin İncirci’nin unutulmaz türküsü “Yolcu” ile gururla temsil etti. Eurovision meraklılarının haber portalları ve resmi duyurular da festivalin Kore’de gerçekleşeceğini ve Türkiye’nin bu güçlü Anadolu ezgisiyle katılacağını kaydetti.
Kostümler: Anadolu’dan modern yorumlar
Bu özel sahnede giyilen kostümler, Anadolu’nun kadim motiflerini günümüze taşıyan bir el işi gibiydi. Sahneye çıkarken üzerimizde Fırat Neziroğlu imzalı giysiler vardı. Tasarımlarımda Urfa’dan Aydın’a, Maraş’tan Mintan gömleğine kadar her dokunuş Anadolu’dan esinleniyordu. Özetle tasarımlarımız şöyledir:
Üst Giysiler (Cübbe ve Ceket): Urfa Dede’si cübbesi kalıbında açık gri bir üst giysi ve Aydın Efesi ceketi ilhamıyla tasarlanmış koyu kahverengi bir ceket kullandık. Bu üst parçalara Anadolu’nun geleneksel mintan entarisi giydirildi.
Gri Pantolon: Pantolonlarımızın ön kısmı geleneksel şalvar kesimini andırırken, arka kısmı modern pantolon kalıbıyla birleşiyordu. Böylece hem geniş oturan eski tarz şalvar formu hem de bugünün şıklığı bir araya gelmiş oldu.
Kahverengi Takım: İkinci kıyafet takımında Kahramanmaraş şalvarı motifini çağdaş bir üslupla yorumladım. Maraş’ın meşhur bol şalvar modeli, modern ceket altına adapte edildi. Böylece her giysi parçasında, Anadolu’nun bin bir rengi ve dokuması günümüze taşındı.
Kıyafetlerimiz ortaya çıkınca hem festival ekibinden hem de sosyal medyadan olumlu tepkiler geldi. Bu tasarımların Cumhuriyet’in 100. yılında Anadolu dokusunu dünyaya taşıdığını görmek beni ayrıca onurlandırdı. İçtenlikle söyleyeyim: “Cumhuriyet’imizin 100. yılında Anadolu’dan, Türkiye’den izler, bilgiler, deneyimlerle dolu bu üretimlerimizin Dünyanın buluştuğu sahnede, Neşet Ertaş'ın bilge sözlerine eşlik etsin istedim.”
Uluslararası yankılar ve sosyal medya
ABU TV Şarkı Festivali Asya-Pasifik yayılarına canlı yayınlandı, festival konseri üye ülkelerde yayınlandı. abu.org.my. Resmî ABU sitesi ve organizatör KBS’nin tanıtımları ile Avrupa’da Eurovision fan siteleri bile haberdar oldu; örneğin EurovisionIreland gibi platformlarda 2023 katılımcı listesinde Türkiye (Umut ve Uğur) açıkça duyuruldu. eurovisionireland.net. TRT Müzik kanalı ve sanatçılarımız, sahne performansını kayıt edip YouTube ve sosyal ağlarda paylaştı. YouTube’daki performans videomuzda binlerce izlenme, sosyal medyada #ABUTVSarkıFestivali #Yolcu etiketiyle gelen beğeni ve yorumlar Anadolu ezgisinin evrenselliğini gösterdi. Uluslararası medyada Türkiye temsili genellikle eski Anadolu geleneğine saygı şeklinde algılandı. Bir yandan Yeni Dünya müziği anlayışına hasret kalanlar bu teklifi ilginç bulurken, bazıları “şalvar çağdışı mı” tartışması açtı. Ben ise bunu yüzyılların izlerini çağdaş bir yorumla sahneye taşımak olarak görüyorum.
Sonuç olarak, Anadolu’nun ozan diliyle tasarlanan bu kostümler ve “Yolcu” yorumu, İstanbul’dan Güney Kore’ye uzanan yolda Türkiye’yi en iyi biçimde temsil etti. eurovisionireland.net. Festivalin ardından aldığımız geri dönüşler, ülkemizin kültürel mirasını çağın imkânlarıyla harmanlama çabamızın karşılığını gösterdi. O gece benim için hem bir tasarımcı hem bir çağdaş ozan gibi Anadolu’nun sesini dünyanın sesine kavuşturduğum anlar demekti.
Comments