New York
Fırat Neziroğlu, Kişisel Dokuma Tekniği
İstanbul Inn London: Yeni Bir Kültürel Sergide Türkiye'yi Keşfedin
Sıra dışı Türk dansçı ve sanatçı Fırat Neziroğlu'nun eserlerine geliyorum. Dokumacı olarak göze çarpan yeteneğinin yanı sıra, işiyle ilgili en övgüye değer şey, toplumsal cinsiyet kalıplarına, yargılarına meydan okuması. Çalışmalarının hepsinde yaşama sevincine dayanan çok sayıda sahne tasvir ediyor. Ancak hepsini Orta Doğu'da kadına atfedilen bir rol olan dokuma aracılığıyla iletiyor. Eğitimli bir dansçı ve aynı zamanda yetenekli bir dokumacı olan Neziroğlu, çok muhafazakar komşuları arasında Türkiye'nin giderek liberalleşen zihniyeti hakkında Batı'ya bir mesaj gönderiyor.
Paniz Gederi - ArtLyst / Art Monaco / 2013
El dokuması
Dokuma resim
Halı
"Bakire Gibi, Dua Gibi", el dokuma, misina, ipek, yün, pamuk, 120x120cm, 2012
480 saatte tamamlandı
Dokuma resim, geleneksel olarak dikey bir dokuma tezgahında yapılır. Dokuma; dokuma tezgahına dikey, birbirine paralel dizilen iplikler (çözgü olarak adlandırılır) ve yatay olarak çözgülerin arasından geçirilen iplikler (atkı olarak adlandırılır) olmak üzere iki dizi iplik sisteminden oluşur. Bu iki iplik sistemi birbirine dik açı ile birleşir; çözgü iplikleri bir tezgah üzerinde gerilir ve atkı ipliği çözgülerin bir kısmı veya tamamı boyunca yukarı - aşağı hareketlerle çözgülerin aralarından geçirilir. Hem çözgü hem de atkı ipliklerinin görülebildiği kumaş dokuma sisteminden farklı olarak, dokuma resimlerde tüm çözgü iplikleri gizlenir ve atkı yüzlü bir dokuma oluşturulur. Dokumada, atkı iplikleri tipik olarak kısadır; dokuyucu her bir renkli atkıyı kendi küçük desen alanında hareket ettirerek dokur. Deseni oluşturmak için çözgü kısımları üzerinde dokunan farklı renklerde atkı iplikleri, düz, atkı yüzlü bir dokuma oluşturur.
Fırat Neziroğlu'nun patentli kişisel dokuma tekniği, dokuma yüzeyinde boşluklar bırakılmasına imkan verir. Keşfetiği düğüm kombinasyonları sayesinde dokuma alanında şu ana kadar dokunmuş en gerçek resim tekniği uygulamalarının yanı sıra, ilk kez kullandığı misina malzemesi ile dokumaya çağdaş dokumacılığın en yeni görüntüsünü hediye etmiştir.
Dokuma eylemi başlangıcında bilgisayar programlarından yararlanmaz, önceden eskiz ya da dokuma desenlerinin geleneksel yöntemi olarak deseni karelere bölmez. Bilgisayar yardımının ve karelere bölme yönteminin deseni statik bir hale dönüştürdüğünü düşünen sanatçı, dinamik, yaşayan, öngörülemeyen kombinasyonların desenler için daha uygun olduğunu düşünmektedir.
Dokumalarının tüm sürecinde tek başına çalışan sanatçı; bir piyanist konser için sahneye çıktığında tuşlara asistanı basmaz’’ demektedir.
Dünyanın pek çok üniversitesinde Fırat Neziroğlu dokuma tekniği anlatılmaktadır. Yine dünyanın pek çok ülkesinde Fırat Neziroğlu gibi dokumak isimli atölye çalışmaları düzenlenmektedir. 2020 yılında Fırat Neziroğlu hakkında Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde yüksek lisans tezi yazılmış, hayatı ve tekniği anlatılmıştır. Böylece tekniği akademik literatüre girmiştir.
contemporary
Istanbul
Abu Dhabi Art Fair
WORLD
Textile Art Organization
Sotheby's
Invited Activities
Art Dubai
lousanne biennial Beijing
Shingles
mexico arte contempo
Christie's
Marrakech
Artfair
"Aklımın Iplerini Saldım"
El dokuma, misina, yün, pamuk, ipek, 120x20cm, 2012
'' Fırat Neziroğlu, İşeyen Fırat eserinde gerçek boyutlu portrede işeyen bir çocuğun çok saygısız bir görüntüsünü tasvir ediyor. El dokuması kilim mütevazı görünse de, steril galeri boşluklarında sessiz ve zorlu hale gelir. Elitist sanatı simgeleyen beyaz küpte kritik iken, yaşam/sanat ve içeri/dışarı ikililerini ortadan kaldırır.''
Simone Vidmar, Derya Yücel / Haziran 2009
*Futuristik Şehzade*
100 x 35 x 15 cm, 2021
Dokuma bilgisayarın dedesi. Önce 1 ve 0 mantığı ile Jakar dokuma makinesi bulundu, ardından hesap makinesi ve sonunda bilgisayar.
Fırat Neziroğlu kendi ismine patentli dokuma tekniği ile günümüzden bir ergen portresi dokudu. 2012 yılında dokuduğu diğer ergen portresi ile karşılaştırıldığında iki kuşak arasındaki fark yine gözlerinden anlaşılıyor.
Octopus
Octopus ile geliştirilen yazılım ve özel boyutta tasarlanan ekran ile GÜNCELLENEBİLİR SANAT'ın ilk örneği izleyici ile buluşuyor. Dede ve torunun bir araya geldiği, dokuma ve dijital piksellerinin iki katman halinde birbirini tamamlıyor.
Çağ Çalışkur & Serdar Borcan
Arkaplan Videoda ise Çağ ve Serdar bir ergenin gözünden İstanbul'u ve ergenin kendisini anlatıyor. Heyecanları, dertleri, mutluluklarını paylaşıyor bizle. Finalde ise bir uçakla seyahat ediyor.
Bilişim Vadisi
Uçakla seyahatine tanık olduğumuz Futuristik Şehzademiz bilişim vadisi işbirliği ile Anna Laudel Galeri'den The Main Gallery Avustralya'ya uçtu ve sergilenmeye devam ediyor.
NFT
Güncellenebilir sanat eseri aynı zamanda Sadullah Uzun sayesinde NFT formatına çevrildi.
"Diş Perisi"
keçe işi, video yerleştirme, balık ipi, yün, 120x20cm, 2012
Fırat Neziroglu'nun eseri resim gelenegi ile bir müzakeredir. Çalısmasının konusu oldukça sıradan olsa da - genellikle fark edilmeyen günlük anları yakalar - malzeme seçimiyle birlesen benzersiz yaklasımı, resimlerini çarpıcı bir sekilde orijinal kılıyor. Dokumanın bir kombinasyonu olan eseri, hem geleneksel dokuma teknigini canlandırıyor hem de resim olanaklarını genisletiyor.
Galeri Zilberman, Istanbul / 2013
'' Fırat Neziroğlu , dokuma tekniği kullanarak mevcut bir formun nedenselliğini kopyalayıp törenselleştiriyor ''
Mürteza Fidan, T. Melig Görgün / Nisan 2009
SELFIE
" Güzel Ezgi ", el dokuması, misina, ipek, yün, pamuk, 100x120cm, 2019
470 saatte tamamlandı
"Olga, Rönesans Kızı ", el dokuması, misina, ipek, yün, pamuk, 120x120cm, 2013
580 saatte tamamlandı
Selfie tek parmak dokunuşu ile bir saniye… O selfie’yi dokumak ise ince el hareketleriyle 600 saat. Peki bir Selfie'ye dokuduğunuzda o tek saniyelik görüntü ile 600 saatlik dokunuşlarla ortaya çıkan dokumanın imgesi arasında ne fark var?
“Hiçbir şey yaratılmamışken, önce boşluk vardı.” der ortak bir fikirde birleşmiş gibi tüm kadim zamanların mitleri. Ardından “Evren yaratıldı.” diye devam eder. Evren o boşluktan ilmek ilmek 13 milyar yılda dokunmuştur... Aynı annenin rahmindeki boşlukta bir bebeğin varoluşu gibi.
Dokuma bir ritimdir, evrenin yaratılışı bir ritim, yaşamla kutsanmış bir hücrenin bölünerek bebeğe dönüşmesi de bir ritim içerir, müziğin kendisi de. Yaratılışın dinamikleri evrenden, bebeğe, bir bitkinin büyümesinden, bir musikiye ve dokuma sanatına kadar aynıdır. Varoluş bu yüzden boşluklar arasına ritimlerle dokunmuş minik düğümlerden oluşur. Atom boşlukların içindeki elektron, proton ve nötronlardan oluşur, nefes akciğerin boşluğuna dolar, rüzgar boşluğun içinden
akar, insan bedeni hareketini vücuttaki boşluklara borçludur…. Varoluş boşluklardan meydana gelir.
Yaratımın gizi, boşluklarda ve o boşluklardaki ışık ile gölgelerdedir. Fırat Neziroğlu tek anlık donmuş selfie imgelerini, 600 saatlik dokunuşlarla, yaratılışın ritmi ile dokuyarak ruhu olan, yaşayan selfie dokumalar sunuyor bize sanatında. Eller, eski dönemlerde Tanrısal bir hediye olarak düşünülürdü çünkü diğer hayvanlardan farklı olarak insana yaratıcılık kattığının farkındaydı topluluklar. Bu yüzden eller tanrısal yaratımın sembolleridir. Kil çömleklerden, hasırlara, devasa binalardan, tapınaklara, kutsal resimlerden, avcılık aletlerine ve sihirli nesnelere kadar insana sonsuz bir fiziksel yaratım sağlar; hayalde olanı bu dünyada meydana getirmeyi sağlayan kutsal organlardır. Modern çağda ise artık elleri kullanmıyoruz, her işimizi bir iki parmak hareketiyle gerçekleştiriyoruz, tanrısal yaratıcılığımızı unutmaktayız.
Fırat Neziroğlu, ellerin tanrısal yaratıcılığını hatırlatıyor, kadim zamanlar ile gelecek arasında köprü kuruyor ve sanatında toplum olarak neleri kaybettiğimizi, neleri kazandığımızı gösteriyor bizlere. Yaşayan bir şey yaratmaya, varoluşun ritmine dair canlı bir kanıt sunuyor. Onun dokuma sanatına bakarken, dokuduğu ipliklere dokunurken salt bir dokuma değil bir yaşanmışlık görüyorsunuz, derin bir ruh hissediyorsunuz; hayatın içindeki acıları, arayışları, aşkları, özlemleri, vazgeçişleri ya da hırsları… Yani yaşama dair şeyleri hissedebiliyorsunuz.
Peki bunu nasıl başarıyor? Çünkü o sadece ipliği değil ışığı ve boşluğu da dokuyor; var olmayı ve yok olmayı, yaşamı ve ölümü, yani her şeyin bilgisini böylece o selfie dokumalarında görmek mümkün oluyor. Yaratımın aynı prensiplerini dokuma sanatında, desenlerde kullanıyor. Gölgeleri yaratıyor ve adeta her selfiesinde mitik bir evren, mitik bir figür sunuyor bizlere. İçinde kaybolabileceğiniz bir sanat vaat ediyor… Dokuduklarının duruşunda, gözlerindeki bakışlarında, yaşamı o ruhu görmek mümkün oluyor böylece. Sanki karakterler, imgeler yaşayan birer porte olarak canlanarak kendi diyarlarına çağırıyorlar. Onları yaratan düğümleriyle, ince ince dokunmuş iplikleriyle, resimden dışarı bu evrene taşan saçaklarıyla içsel bir yolculuğa davet ediyorlar.
Dokumanın desenlerine dokunurken, incelerken adeta dokumaların, iplerin minik nefes alış verişini duyar gibi oluyorsunuz. Biraz kulak verdiğinizde dokumanın ritmini, nefesin ritminde hissediyorsunuz ve evrenin musikisini o ritmde hissediyorsunuz. Evren’in tek sesle yaratılması gibi sesle yaratılmış olduğunu anlıyorsunuz. Ruhun ince ince o minik düğümlerle ipliklere bağlandığını, dokunan ruhun, dokumanın boşluklarında, dokumanın karanlık ve aydınlık taraflarında dolandığını hissediyorsunuz… Anlıyorsunuz yaşam stabil ve durağan değil, zıtlıklar arasındaki uyumdan meydana geliyor; ölüm ve yaşam, neşe ve acı, düşüşler ve yükselişler, ayrılıklar ve kavuşmalar, boşluklar ve doluluklar varoluşu kutsal kılan şeyler…
Çağın gürültüsü içinde robotlaşmaktan, tek düze olmaktan, donup kalmaktan, selfie dokumalarıyla çıkarıyor sizi ve kendi müziğini, tüm deneyimiyle insan olmayı ve yaşamı yeniden keşfetmeye davet ediyor. Bize kim olduğumuzu hatırlatıyor. Bu yüzden Fırat Neziroğlu, sadece ipliği değil, boşluğu, ışığı ve gölgeleri dolayısıyla duyguları ve varoluşun tüm veçhelerini dokuyan bir sanatçı…
O, kadim, derin ve mitik bir geleneği, bir sanat olarak modern çağa uygun hale getiren bir kaşif, dokuduğu desenlerle, portreleriyle yüreklere dokunan bir şifacı.
Efe Elmas
"Mert Can " el dokuması, misina, ipek, yün, pamuk, 96x69cm, 2018
500 saatte tamamlandı
"Başak
el dokuması
misina, ipek, yün, pamuk
98x78cm, 2019
570 saatte tamamlandı
"Ahmet "
el dokuması
misina, ipek, yün, pamuk,
80x110cm, 2018
520 saatte tamamlandı
İnsan Hayatı Önemlidir
"Merhaba, ben ötekinim. Senin sen olmayan parçan. Senin aslında ne olduğunu, ne düşündüğünü, ne yaptığını biliyorum. Çünkü biz Bir'iz. Nefretinden yansıyan korkun, ofkenden yansıyan karanlığın, senden yansıyan gölgen. Tek bir fark var aramızda; ben senden daha büyüğüm. Çünkü beni senden süzülen ışık gösteriyor. Bırakalım ışık nefreti değil bizi büyütsün. Bir gün Öz'de buluştuğumuzda, öteki diye bir şeye ihtiyacımız olmadığını anladığımızda, işte o zaman bir efendiye de ihtiyacımız olmadığını anlayacağız. "
"Eve ", el dokuma, hafif yerleştirme, misina, ipek, yün, pamuk, 74x93cm, 2011-2018
400 saatte tamamlandı
"Adam ", el dokuma, hafif yerleştirme, misina, ipek, yün, pamuk, 80x97cm, 2011-2018
420 saatte tamamlandı
Çağdaş Sanatta Yeni Bir Dil: Tekstil
"İlk Nefes", el dokuma, video yerleştirme, misina, ipek, yün, pamuk, 100x200cm, 2011
540 saatte tamamlandı
"Persona", dokuma, ipek, yün, pamuk, 120x250cm, 2015
Eserlerim nerede?